1.ŞIRNAK
1.1.ABDURRAHMAN AĞA KASRI
Aydınlık Evler Mahallesinde Sönmez Sokakta yer alan yapı, Tayyar ONUK ve Osman ONUK mülkiyetinde bulunmaktadır. Şırnak merkezde bulunan tek tescilli yapıdır. Üzerindeki kitabeye göre 1892 tarihinde yaptırılmıştır.
Kasır doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı ve avlulu olup, dıştan 60.20X27.60m ölçülerinde tutulmuştur. İki bölüm halinde yapılmış olup,birinci bölüme giriş giriş doğu tarafta bulunmaktadır. Giriş kısmı dört payeye oturmakta ve iki katlı düzenleme göstermektedir. Buradan derin tutulmuş bir giriş holüyle avluya geçilmektedir. Aslında avlunun üç yanında iki katlı düzenlenmiş mekanlar sıralanmakta iken düzenlemeler yapılmış , kuzey kısmı tamamen yıkılarak yerine dört katlı apartman yapılmıştır.
Batıdaki ikinci kısma, avlunun batısındaki üç yöne kemerli olarak açılan köşk katının altından girilmektedir. Giriş sivri kemer açıklıklı bir kapıdan sağlanmaktadır. Bunun sağında ve solunda birer kitabe yer almaktadır. Soldaki kitabe 0.37 X 0.44 m sağdaki ise 0.37 X 0.50 m ebatlarındadır. Soldaki kitabe bani olarak El-Bani Müdir El-Umur Muhammed İbn-i Ağasor ile Mimar olarak Sadık Bin Ali isimleri yer almaktadır. Tarih olarak 1312 (1892) yazılmıştır. Sağdaki kitabede ise, ortada Allah, Muhammed ile köşelerde dört halife ismi vardır. Buradan da bir hol ile batıdaki ikinci kısmın avlusuna geçilmektedir. Ayrıca güney cephedeki diğer kapıdan bir hol vasıtasıyla da buraya ulaşılmaktadır.
İkinci kısım, ortada doğu batı doğrultusunda uzanan bir avludan gelişmektedir. Avlu 5.40 X 14.15m ölçülerinde tutulmuştur. Bu kısımdan avlunun kuzeyinde önü revaklı üç katlı mekan ile güneyinde mekanlar kısmen sağlam gelebilmiştir. Kuzey kısmı önündeki dört gözlü revakla dikkat çekmektedir. Revaklar her katta devam etmekte, en üstte bir terasa dönüşmektedir. Ancak revaklardan birinci kattakiler sağlam olup, zemin kat topraklarla dolmuş, ikinci kat sonradan yapılan ilavelerle tamamen tamamen bozulmuştur. Burada betonarme hatıllara oturan tuğla ve briket örgülü duvarlar yapılarak odalar oluşturulmuştur. Üç katlı bölümün iki odası kalmış, batı köşesi yıkılmıştır. Burada duvarlar temel seviyesinde izlenebilmektedir. Bunun devamı olan ve binanın batısında kalan güney kısım yıkılarak yerine iki katlı betonarme bir bina yapılıştır.
Kısır müdahale ve buna bağlı ilave yıkılmalar nedeniyle sorunlu bir yapı haline gelmiştir. Rölevelerinin tamamlanmasıyla daha ayrıntılı tanımlamalar yapılabilecektir. Bu nedenle yapıda mülkiyet sorunu ile birlikte projelendirme çalışmalarına başlanmalıdır.
1.2. SÜLEYMAN AĞA KASRI
İsmet Paşa Mahallesi, Şen Sokakta bulunan kasır, düz bir arazi üzerine yapılmıştır. Yapı Ahmet Sabri TATAR aittir. Birbirine eklenmiş birkaç yapıdan oluşmakla birlikte, sadece batıdaki ilk yapısı ile bunun doğusundaki bitişik ek yapının az bir kısmı gelebilmiştir. Diğer kısımlar sahipleri tarafından yıkılarak yerine apartman yapılmıştır. Kasırdan kalan kısma aykırı bazı ilaveler ile ikinci katta değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle zemin katın rölövesi alınmıştır. Yeni yapılan evin avlu duvarına bırakılmış kitabeden Süleyman Ağa 1927 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır. Kitabenin ilk yapıya mı yoksa sonradan yapılan ilavelere mi ait olduğu belli değildir.
Kasrın kısmı güney cepheye taşıntılı, “U” şeklindeki bir plan düzenlemesine sahiptir. İki katlı olarak yapılmıştır. Ortadan ikiye bölünerek iki haneye dönüştürülmüştür. Zemin kat depo ve ahır olarak yapılmıştır. Yapının dış cephelerinde düzgün kesme taş malzeme kullanılmıştır.
1.3.İSMAİL BARINÇ EVİ
Şırnak Merkez İsmet Paşa Mahallesi Demirciler sokakta bulunan ev kuzeyden güneye eğimli bir arazide kurulmuştur. Evin planı düzgün olmayan bir dörtgende oturmaktadır. Bu nedenle dış ölçüleri farklılıklar göstermektedir. Güney duvarı 15.86m, kuzeyi 14.97m, batısı 11.81m, doğusu ise 7.83m’dir. İki katlı olarak düzenlenmiş olan evin her iki katı, ortada bir hol ve bunun iki yanında ikişer odadan meydana gelmiştir. Evin dıştan düzgün olmayan yapısı aynı şekilde odalara da yansımıştır. Hem zemin katın üzeri, hem de birinci kat ahşap hatıllı bir örtüye sahiptir.
Eve güney cephenin ortasından sivri kemer açıklıklı bir kapıyla girilmektedir. Bunun üzerine aynı şekilde ahşap bir balkona açılan sivri kemerli açıklık yerleştirilmiştir. Günümüzde ahşap balkon kaldırılarak buraya dikdörtgen pencere bırakılmıştır. Aynı cepheye iki yanda altlı üstlü ikişer pencere açılmıştır. Bu pencereler dikdörtgen açıklıklı olup, üzerleri ahşap hatıllıdır. Doğusuna diğer bir taş ev bitiştirilmiştir. Kuzey cephe araziden dolayı daha basık ve üst tarafta üç pencere sıralanmaktadır. Btı cephe ise tamamıyla sağırdır. Tüm cephelerde düzgün sıralı kaba yonu taşlar kullanılmıştır.
Evin iç mimarisinde dikkat çekici unsur göze çarpmamaktır. Taban ve tavanlar ahşap malzeme ile yapılmıştır. Odalar kareye yakın ama düzgün değildir. Odalarda dolap nişlerine yer verilmiştir. Sıvalı ve beyaz badana ile kaplıdır. Günümüzde ev kullanılmakta olup, Şırnak’ta sayısı azalan taş evlerden biridir.
1.4.ALİ HAN AĞA (UYSAL) EVİ
Büyük Cami Sok. İsmet Paşa Mahallesinde bulunmaktadır. Bahçe içerisinde yapılmıştır. Ali Han Ağa evi iki katlı olarak düzenlenmiştir. Alt katta iki oda bulunmakta ve ev içerisinde bulunan merdivenlerle ikinci kata çıkılmaktadır.
Alt kat ve üst katta iki oda, bir salon bulunmaktadır. Odalarda iki pencere bulunur. Üst katta evin giriş kapısını üstündeki kemer üzerinde yazılar bulunmakta, yine bu kemerin üzerinde kare bir pano içerisinde kitabe yer almaktadır. Pencereler demir şebekelerle kapatılmıştır.
2.KASRİK
kasrik, Cizre Şırnak yolu üzerinde boğazda kurulmuş bir yerleşim birimidir. Cizre’ye daha yakın olmasına rağmen günümüzde Şırnak Merkeze bağlı bir beldedir. İçerisinden Kızılsu Deresi geçmektedir. Ayrıca belde içerisinde bu suya Hoşal Deresi birleşmektedir. Bu yönüyle belde yörenin sayfiye yeri özelliği göstermektedir. Tarihi köprü ve yolları ile kale, mir evi ve değirmen kalıntıları mevcuttur. Bir de süvari kabartması şeklinde bir kaya kabartması önemlidir.
2.1.KASRİK KÖPRÜSÜ
Kasrik beldesi’nin içerisinde(Akçay), Hoşal Deresi üzerine kurulmuştur. Kuzeydoğu-Güneydoğu istikametinde uzanan köprü, üç gözlü yolunun düz olduğu köprüler grubuna girmektedir. Han Mahmut Köprüsü olarak da bilinmektedir. Köprünün üzerinde herhangi bir kitabe bulunmadığı için kim tarafından ve ne zaman yapıldığı kesin belli değildir. Muhtemelen Cizre Beyleri tarafından 16.yy da yapılış olmalıdır.
Köprünün güneydoğusundan bugünkü Cizre-Şırnak karayolu geçmekte ve betonarme bir köprü yer almaktadır. Eski köprü de aynı güzergahını bağlamaktadır. Köprü günümüzde büyük ölçüde harap vaziyettedir.üç kemer gözünden ikisi sağlam olup, kuzeydoğudaki üçüncü göz kısmen yıkılmıştır. Köprünün iki yanını yapılan binalar kapatmıştır. Köprüde düzgün kesme taş ve moloz taş kullanılmıştır. Yolunda yer yer çökmeler meydana gelmiştir. Yolu döşemem taşlarla kaplanmıştır. Korkulukları tamamen yıkılmıştır.
Sivri kemer açıklıklı köprü gözleri birbirinden farklı ölçülerde yapılmıştır. Sivri kemerler ortada bağımsız iki ayağa oturmaktadır. Köprünün mansıp kısmında ayakların önüne üçgen kesitli sel yaranlar yerleştirilmiştir. Bu sel yaranlarda yıkılmalar meydana gelmiştir. Bu yönde sel yaranlar ve kemer de düzgün kesme taş, tempan duvarlarında kaba yontu taşlar kullanılmıştır. Köprüde herhangi bir süsleme mevcut değildir.
Köprünün menba kısmı daha sağlam kalmıştır. Burada kemer yüzeyleri ve aralarındaki duvar, düzgün kesme taş ve kaba yonu taşlarla örülmüştür.
Köprünün tescili yoktur. Kültür varlığı olarak tescillenerek,restore edilmesi gerekmektedir.
3.CİZRE
Cizre yörede Türk ve İslam kültürünü temsil eden yerlerin başında gelmektedir. Botan Bölgesi’nin merkezi durumundadır. Mardin-Musul ticaret yolu üzerinde bulunması Cizre’nin önemini artırmaktadır. Bu durum mimari eserlere de yansımıştır. Ulu Camii başta olmak üzere, Kırmızı Medrese,Abdaliye Cami ve Medresesi, Cizre Kalesi, Hamidiye Kışlası ile Belediye Binası, Deşt ve Cezire’ül İbni Ömer Köprüsüile bazı sivil mimarlık örnekleri bunu göstermektedir. Bunların çoğu tescilli anıtsal yapılardır. Ulu Cami,Kırmızı Medrese,Abdaliye Cami ve medresesi ile bunun içindeki Memo Zin Türbesi projelendirilmiş yalnız bu yapılarda herhangi bir restorasyon yapılmamıştır. Bunlarla ilgili Sanat Tarihi araştırmaları da yetersizdir. Cizre’nin de son yıllarda aşırı büyümesi tarihi yapılara zarar vermiştir.