3.2 CİZRE-KIRMIZI MEDRESE
Medrese:
Yapı üzerinde kitabesi ve vakfiyesi bulunmadığından kesin tarihi belli değildir. O.Cezmi Tuncer yapıyı XIV.y.y. ‘ın ilk çeyreğine tarihlendirmektedir. A.Yaşın medrese, mescit ve türbeden oluşan yapıyı Cizre Emiri II.Şeref Han’ın Akkoyunlulardan Cizre’yi aldıktan sonra yaptırdığını söylemektedir. Bu da yapının 1508’den sonra yapılmış olduğunu göstermektedir.
Metin Sözen ise, tarih belirtmeden medresenin Cizre Azizan Beyleri’nden II.Han Şeref tarafından yaptırıldığını ve medresenin bitişiğinde bulunan türbede, II. Han Şeref’in yakınları ve divanıyla meşhur şair ve mutasavvıf Ahmet’el-Cezeri’nin kabirlerinin bulunduğunu belirtmektedir.
Kırmızı medrese şehrin batısındaki sur kalıntılarının üzerine inşa edilmiştir. Oldukça harap bir vaziyette olan yapının, mescit ve türbe kısımları sağlam, medrese ise kısmen günümüze gelebilmiştir. Açık avlulu medreseler gurubuna girmektedir. Kuzey-güney doğrultusunda, 18.86 X 15.17 m. ölçülerinde dikdörtgen avludan gelişen bir plan şemasına sahiptir. Medresenin batı cephesinde tuğla duvara bitişik yarım daire kesitli payandalar yer almaktadır. Yapıya doğu cephenin ortasından girilmektedir.
Düzgün kesme taş temel üzerine tamamen kırmızı tuğladan inşa edilen yapının dış cepheleri oldukça sade olup açılan pencerelerle hareketlilik sağlanmıştır. Türbe iki katlı diğer kısımlar ise tek katlıdır. Medresenin güneyi mescitle sınırlandırılmıştır. Mescidin güneyinde ise Şeyh Ahmet el Cezeri’nin türbesi bulunmaktadır. Doğu cepheden dışarıya eyvan şeklinde açılan dört basamaklı bir kapıyla avluya girilmektedir. Medresenin batı cephesinde yarım daireli iki tane payanda bulunmaktadır. Payandaların yüzeyinde üç tane mazgal pencereye yer verilmiştir.
Medresenin tüm dış cephelerinde tuğla örgünün masif etkisi göze çarpmaktadır. Avlu ise kemerlerle ve eyvanlarla hareketli bir cephe görünümü verir.
Avlu kuzey-güney yönünde uzanan dikdörtgen bir plana sahiptir. Bunun dört yönünde revak ve medrese hücreleri sıralanmıştır. Günümüzde kuzey ve kuzeydoğudaki revak ve hücreler temel seviyesine kadar yıkılmıştır. Güneyinde mescit bunun önünde de türbe yer almaktadır.
Medresenin batı kanadı ortada üzeri beşik tonozla örtülü bir eyvan ile bunun her iki yanında simetrik aynı ölçülerdeki ikişer medrese hücresinden oluşmaktadır. Bu kanat, dıştan yarım daire şeklindeki üç payandayla desteklenmiştir. Eyvandan bir kapıyla bu payandalardan ortadakinin içine geçilmektedir… Önünde revak olan odalar doğu-batı doğrultusunda düzgün dikdörtgen planlı olup, üzeri de aynı doğrultuda uzanan beşik tonoz örtülüdür. Odalarda kuzey ve güney duvarlarında karşılıklı birer niş, doğusunda birer kapı görülmektedir. Bunların iki yanında ikişer oda halinde geçiş mekanları yer almaktadır. Buralardan gerisindeki payandalara ve köşe odalarına geçilmektedir.
Giriş eyvanın kuzeyi oldukça tahrip olduğundan buradaki mekanların durumları belli değildir. Kuzeydoğu köşede ise orijinal olması muhtemel dikdörtgen şeklinde üç tane hela dikkati çekmektedir. Bunların güneyinde ve batısında dar ve uzun tutulmuş birer dikdörtgen bölüm yer almaktadır. Kuzey kanattaki bölüm, tamamen yıkık olup sadece temel izlerini görmek mümkündür. Kalan izlerden bu bölümün de önünde, avluya eyvan şeklinde açılan kısımları olan dört tane dikdörtgen odanın izleri görülmektedir.
Ayrıca medresedeki helaların her iki yanında dar iki mekan kalıntısı dikkat çekmektedir. Kuzeydeki mekandan yukarıya çıkışın sağlandığını kaydeder. Avluya yakın yere, geçmişte bir namazgah eklenmiştir. Yerden 0.30 m. yükseklikteki bu namazgah platformu betonarme olup üzeri killi toprakla sıvanmıştır. Avlunun zemini bazalt taşıyla kaplıdır. Ancak bu taşlardan bir kısmı sökülerek bugün orijinal döşeme bozulmuştur.
Medresenin güneybatısındaki medrese hücresi Şeyh İbrahim Sori’nin ölümünden sonra türbeye çevrilmiştir. Sağlam olan yapı ziyarete açık durumdadır. Kare planlı ve kubbeli olan yapı tamamen tuğla malzemeden yapılmıştır. Avlu ve mescidin batıdaki revak bölümünden düz lentolu bir kapıyla, kare planlı ve çapraz tonoz örtülü art arda düzenlenmiş iki mekanla türbeye geçilmektedir. Bu geçiş mekanlarından sonuncusunda yarım daire kesitli ve yüzeyinde üç mazgal penceresi bulunan payandalı mekana geçilmektedir.
Türbe kare planlı olup tromp geçişli kubbeyle örtülüdür. Zeminde Şeyh İbrahim Sori’nin ahşap sandukalı mezarı bulunmaktadır. Yapının batısındaki bir pencere iç mekanı aydınlatmaktadır. Doğu duvarında ortadaki sonradan kapatılan giriş kapısı ile bunu her iki yanında birer niş yer almaktadır. Güneydoğu duvarında bir niş daha vardır.
Avlunun güneyinde doğu-batı doğrultusunda uzanan mescit, ortadaki daha büyük, yanlardaki küçük kubbeli üç mekan ile bunların önünde yer alan yine ortadaki daha geniş ve yüksek tutulmuş üçlü revaktan oluşmaktadır.Mescidin her iki yanında farklı odalar görünmektedir.
Ortadaki revak gözünden sivri kemerli ve üzerinde tuğla ajurlu penceresi olan kapıya mescit kısmı geçilmektedir.kapını her iki birer pencere vardır. Ortadaki daha yüksek iki yanda birer basık kubbeyle örtülü üç bölümünden meydana gelmiştir. Her bir bölüm birbirine duvarları oturan sivri kemerlerle bağlanmıştır
Ortadaki bölümün güney duvarında mihrap nişi , bunun batısında bir niş doğusunda ise güneyindeki geçişi sağlayan bir kapı görülmektedir. Kuzey duvarında, giriş kapısının her iki yanında da birer niş bulunmaktadır. Batıdaki mekanın batı duvarında ortada batıdaki türbeye geçişi sağlayan bir kapı ile bunu her iki yanında yer alan bir niş, kuzeydoğuda da bir niş ve güney duvarında ise bir pencere yer almaktadır. Doğuda ki mekanın ise güneyinde sokağa bakan bir penceresi kuzey ve güney duvarlarında karşılıklı birer niş ile doğudaki diğer bir mekana geçişi sağlayan bir kapı daha vardır.
Ortadaki büyük kubbeli mekanın güney duvarının tam ortasında yer alan mihrap, tamamen taş malzemeden yapılmıştır. Mihrap nişi yarım daire planlı olup dıştan bitkisel bezemeli başlıklara sahip iç içe iki sütunce ile sınırlandırılmıştır. Üstten işteki sade, dıştaki yivli iki yuvarlak kemerle kuşatılmıştır. Mihrabı dıştaki sütuncenin kaide hizasından başlayan mukarnaslı bir bordür, üç yönden dolanmaktadır.
Güneydoğuda köşedeki medrese hücreleri sonradan mescide çevrilmiştir. Birbirine büyük bir sivri kemerle bağlanan iki kare mekandan ibarettir. Her bir bölüm kubbemsi tonoz ile ötülüdür. İlk mekanın mescitle bağlantılı bir kapı; ikinci mekanın kuzeyinde iki tane niş, batısında son cemaat yerine açılan bir kapı, doğu duvarında ise bir pencere yeralmaktadır.
Türbe
Türbenin kimin tarafından ve ne zaman yaptırıldığını gösteren bir kitabe bulunmamaktadır. Ancak yapı içinde mezar taşlarında en erkeni olanı 914/1509 tarihlidir.Muhtemelen türbe ve tarihlerden önce yapılmıştır.içinde bulunduğu Kırmızı Medrese ile birlikte 1936 yılında onarım görmüştür.
Türbe , medresenin güneyinde olup yapıdan beşgen biçiminde taşıntı yapmaktadır. İki katlı olarak düzenlenmiştir.Yapı dıştan beş cepheli içten ise,sekizgen planlıdır
Mescidin güney duvarı üzerinde bulunan mihrabın doğusundaki kapı ile üst kata girmektedir.Üst kat kubbe ile örtülü olup,bu katın güney-doğu ve batı duvarlarının düz lentolu ve dıştan sivri kemerli bir niş içine alınmış üç tane pencere bulunmaktadır.Diğer duvar yüzeylerinde sivri kemerli ve derin nişler görülmektedir. Ancak , kapının olduğu ve mescitteki mihrapla aynı eksende ki nişler diğerleri kadar derin değildir.
Cephelerin tamamen sağır olan alt kata, doğu cephedeki dört basamaklı ve dar tutulmuş bir kapıyla girilmektedir. Kapı düz lentolu ve oldukça alçak tutulmuştur. İç mekan sekizgen planlı olup üzeri içeri doğru çöken ve ters yerleştirilmiş bir kubbeyi anımsatan bir örtüye sahiptir. Sekizgenler arasında kalan yerler doğru çöken ve ters yerleştirilmiş bir kubbeyi anımsatan bir örtüye sahiptir. Sekizgenler arasında kalan yerler balık sırtı biçiminde düzenlenmiş tuğla örgülerle hareketlendirmiştir. Alt bölümlerde düzgün kesme taş malzeme kullanılmıştır. Cephe duvarları taş malzemeden olup üzerinden tuğladan hafif taşıntı yapan sivri kemerli nişler bulunmaktadır. Bu nişler ile üst örtü üzerinde kalan yüzeyler kaburgalandırılmış olup ,bunlar arasında kalan yüzeylerde balık sırtı biçiminde düzenlenmiş tuğla örgüleri hareketlilik sağlanmıştır. Tuğla örgüleri eşkenar dörtgen biçimindeki kartuşlarla hareketlendirmiştir.içeride yedi adet sanduka bulunmaktadır.
Türbede :üzerlerinde Arapça yazılar bulunan beş tanesi prizmatik sandukalı bir tane baş ve ayak şahideli ,bir tane sandukalı baş ve ayak şahideli toplam yedi tane mezar bulunmaktadır.
I. Mezar : Şeref’ül-Bohti oğlu Emir İmadedin’e ait olup.914/1509 tarihlidir.
II. Mezar : Emir ve Hacı Seyfeddin Bohti oğlu, Emir Alaadin oğlu, Emir Şerefüddin oğlu, Emir Bedreddin oğlu Emir Şemseddin için yapılmıştır.
III. Mezar : Şemseddin Kiriktili’nin oğlu Emir Hacı Muhammed’e aittir.
IV. Mezar : Hacı Muhammed Kiriktili’nin kızı Naz Susan’a aittir. Ayak taşında 936/1530 tarihi yer almaktadır.
V. Mezar : Kime ait olduğu belli değildir. Sadece 934/1528 tarihi okunmaktadır.
VI. Mezar : Kime ait olduğu belli değildir. Mezar taşında sadece 927/1521 tarihi okunmaktadır.
VII. Mezar : Hiçbir mezar taşı kalmamıştır.
Günümüze sağlam olarak gelen yapı, ziyarete açık durumdadır.